Monaco Prenslik Sarayı👑

Vatikan’dan sonra Dünyanın en küçük ikinci ülkesi Monaco benim için Akdeniz’in en büyüleyici rotalarından biri. 

2 kere gittiğim ve çok keyif aldığım Monaco’dan ve Prenslik Sarayından biraz bahsetmek istiyorum.

📍 Monaco Prenslik Sarayı'nın bulunduğu meydana yani Palace Square'ye gidebilmek için öncelikle Rample de la Major merdivenlerinden yukarı çıkmanız gerekiyor.

📍 Saray oldukça yüksek bir tepede yer aldığından, buradan Monaco'nun başkenti olan Monte Carlo'nun muhteşem  manzarasını izleyebilirsiniz. 

📍 Bu saray , kraliyet ailesinin 1927 yılından itibaren yaşadığı resmi yerdir. Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmasına rağmen sarayları çok mütevazı. Tıp ki bizim saraylar gibi(!) 

📍 Nöbetçi askerlerin nöbet değişimi bir seramoni halindedir. Sarayda bu nöbet değişimine denk gelmek sonra da içeri girip Prens III.Rainier’in eski araba koleksiyonunu görmek iyi bir deneyim olacaktır.

📍Sarayın içini 8 euro karşılığında gezebilirsiniz ama fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor.

📍Monaco'da çok uzun yıllardan beri gelir vergisi alınmıyor. Dolayısıyla ülke milyarderler için vergi cenneti olarak anılıyor.

📍Ülkede işsiz ve fakir yok. Ülke kişi başına düşen milli gelirde de dünya lideri.

 📍Ülkenin adının Eski Yunanca 'tek ev' anlamına gelen Monoikos'dan geldiği düşülüyor. Bölge halkı çoğunlukla müstakil evlerde yaşıyor. Monaco sokaklarında saatlerce yürüseniz sıkılmazsınız.

📍Ülkenin gece nüfusu 37 bin, gündüz nüfusu 80 bini geçiyor. Ülke milyarderler ile dolu olunca çalışacak insan yok. Fransa ve İtalya'dan çalışmak için yaklaşık 50 bin kişi buraya geliyor.

📍Ülkede 1929 yılından beri her sene dünyanın en prestijli araba yarışlarından biri olan Monaco Grand Prix - Formula 1 otomobil yarışları düzenleniyor. Ülke sokaklarının piste dönüştürülmesiyle gerçekleşen organizasyon dünyanın en önemli araba yarışları arasında bulunuyor.

📍Ülkenin en büyük futbol takımı AS Monaco, Fransa'nın en üst düzey futbol ligi 'Ligue 1'de mücadele ediyor. II Louis Stadyumu ise ülkenin yarısını içine alabilecek büyüklüğe sahip.

📍Monaco seyahat için en güvenilir rotalardan biri. Ülkede suç oranı çok düşük. 

📍Lüks yatların bulunduğu liman bölgesinin en sonuna kadar yürüyüp kente ve ülkeye dair güzel fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz.

📍Monte Carlo'ya gelmişken dünyanın en ünlü kumarhanesi Monte Carlo Casino'ya girmeden olmaz. Giriş ücreti 20 euro. Yalnız erkeklerin ceket giymesi, kadınların ise şık olmaları gerekiyor.

📍Ünlü Formula 1 Monaco Grand Prix’sine ve Dünya Boks Şampiyonası’na da ev sahipliği yapan Monte Carlo, her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlayan, ekonomik gelirinin büyük kısmını casino ve turizmden sağlayan bir şehir.

Bu arada en güzel seyahat ipuçları ve her sabah keyifli paylaşımlarla dünyanın 22 güzel ülkesini benimle birlikte çok eğlenerek gezmek isterseniz sizi mutlaka İnstagram hesabıma bekliyorum:

www.instagram.com/misstt.traveler/

Devam

Avrupa'nın Çiçekçisi Hollanda

Amsterdam'dan sonra Hollanda'nın ikinci büyük şehri olan Rotterdam'dan bahsetmek istiyorum. 

Rotterdam Avrupa'nın en yeni şehirlerinden. 

2. Dünya Savaşı zamanında Rotterdam yerle bir oluyor. Naziler burayı tamamen yıkıp yok ediyorlar. İşte o günden sonra Rotterdam yeniden inşa ediliyor ve enteresan mimariler ile adından sıkça söz ettirmeye başlıyor.

   

Bu enteresan ve göz alıcı mimarilerden biri de Küp Evler. Cupe House veya Kubuswoning olarak anılıyor. 1970'lerde toplu konut projesi olarak yapılıyor. Bugünün siteleri yani. Zamanla bu Sarı Küp Evler Rotterdam'ın simgesi haline geliyor.

Peki bu evlerin içi nasıldır?

Rotterdamlı'lardan biri bu evleri satın almış ve müzeye çevirmiş. 3 euro karşılığında evlerin içi gezilebiliyor. Metrekare olarak küçük olsa da mimarisi oldukça ilginç. Küp şeklinde yapıldığından duvarlar ve pencereler yatay olarak yapılmış. İsterseniz 200 bin euroya satın alabilirsiniz. Evlerin içi çok küçük ama alışılmışın dışında tasarlanmış.

1.katta mutfak ve salon iç içe. 

2.katta yatak odası, banyo ve sadece bir masa sığdığı için oda dedikleri bir çalışma odası

Teras ise; manzarasız, sıcak, havasız ve basık. Övdüm mü gömdüm mü belli değil :))
Evlerin sahibi yıllık 100 bin euro kazanıyormuş.
Allah bereket versin deyip bu konuyu kapatıyorum.

Hollanda'nın üretmiş olduğu en ilginç toplu taşıma aracı "Splashtour" dan da bahsetmek istiyorum. Karada otobüs denizde ise gemi olarak gidiyor. Koskoca otobüsle nehrin engin sularında uçmak müthiş bir deneyim. Şoför oluyor bir anda kaptan :)

Duyduk ki İstanbul'dan da bu otobüslere talep varmış. Hatta İstanbul için fabrikalarında bu otobüslerden üretime başlamışlar. Süper değil mi? Bu araçlar 2010 yılından beri Rotterdam'da kullanılıyor. Bakalım bize bu teknoloji ne zaman gelir? Rotterdam'a gidip bu sıra dışı taşıma aracına binmek istiyorsanız önceden bilet almanız gerekiyor.

Kısa bir yazı yazmak isterken dozajı bir tık geçmişim. Artık yorumlarınızı bekliyorum.

Çavv

Sizlerde yazılarını www.c-vaps.com 'dan yazabilirsiniz.

Devam